Haberler

2016 Sonu Değerlendirme

Artan üretim maliyetleri karşısında düşük üretici fiyatları tarımsal üretimi (bitkisel ve hayvansal) çok olumsuz etkilemiştir. Özellikle hayvancılıkta, büyük sorunlar yaşanmıştır.

Tarımsal üretimde devletin verdiği destekler, bu olumsuzlukların giderilmesine yeterli olmamıştır. Destekler yanı sıra gümrük mevzuatı kullanılarak koruma yapılması kaçınılmaz olmuştur. Özellikle ana ürünlerde (Pamuk, yağlı tohumlar, süt tozu ve süt ürünleri gibi) yeterli gümrük korumasının bulunmaması üreticiyi, üretimini sürdüremez duruma sokmuştur.

Gümrük yolu ile korumada en büyük engellerden birisi dahilde işleme rejiminin sebep olduğu fonsuz ithalat olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin, dünyada süt tozu fiyatlarının düştüğü yıllarda ülkemizdeki üretici fiyatları düşmekte, arttığında ise yükselmektedir. Son iki yılda olduğu gibi eski yıllarda da ülkemiz yetiştirici fiyatları ile dünya süt tozu fiyatları hep paralel olarak seyretmiştir. Buna göre ülkemiz yetiştirici fiyatlarının düşmesi süt tozu ithalatının sonucudur.

Türk ihracatçısının rekabet edebilmesi için de piyasadan süt tozunu ucuza temin etmek istemesi elbette doğrudur. İhracatçının süt tozu gereksinimini dahilden veya dışarıdan gümrüklü olarak sağlaması, ihracat yaptığında kullandığı miktar kadar ihracat desteği alarak aynı düzeyde rekabet edebilmesi mümkündür. Böylece devlet bir taraftan aldığını, diğer taraftan vereceği için bütçeye yük de olmayacaklardır. Ancak ihracatçıya tanınan ayrıcalıklar tam olarak kontrol altında tutulmuş olacaktır.

Öte yandan buzağı maması da gümrüksüz ithal edilmektedir. Bilindiği gibi, buzağı mamasının üretiminde süt ürünleri kullanılmaktadır. Süt fazlasının olduğu ülkemizde, buzağı mamasının gümrüksüz ithal edilmesi yanlıştır. Ülkemizde buzağı maması üretebilecek çok sayıda işletme bulunmaktadır. Daha önce bir firmamız, çok kaliteli buzağı mamasını ülkemizde üretirken, fiyat rekabeti nedeni ile bu üretimden vazgeçmiştir. Öte yandan ithal edilen birçok mamanın kalitesi düşüktür. Buzağı ve gelişme kayıplarına neden olmaktadır.

Türkiye’deki süt fiyatları ile başka ülkelerdeki süt fiyatları karşılaştırılarak, fiyat düşüklüğüne haklılık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Örnek olarak ABD, Yeni Zelanda ve Avrupa ülkelerindeki fiyatlar ile karşılaştırma yapılmaktadır. Ancak yem maliyetleri karşılaştırılmamaktadır. Örneğin ABD’deki üretici bir litre süt satarak iki kilogram kesif yem alabilmektedir. Ülkemizde ise bu oran 1:1 oranındadır. Doğal karşılaştırma yapacak olursak ABD’deki süt fiyatı, ülkemizdekinden çok daha yüksek olmaktadır. Bu oran 2014 yılında 1:2,5’a kadar çıkmıştır. Yeni Zelanda, Avusturalya gibi ülkelerde hayvanlar bol olan çayır- meralarda beslenmektedir. Elbette maliyetleri çok düşüktür. Ülkelerdeki üretim yapısını göz önüne almadan yapılan karşılaştırmalar çok yanlıştır. Ayrıca ulusal üretimini koruyan ülkelerde ise süt fiyatları çok yüksektir. Karşılaştırma yapılırken bu ülkelerdeki fiyatlardan hiç bahsedilmemektedir. Örneğin Lübnan’da süt fiyatı 0,8 ABD Doları, Cezayir’de ise 0,6 Euro’dur. Aynı durum sığır eti fiyatları için de geçerlidir. Ülkemizdeki yem maliyeti unsurları ile etin ucuz olduğu ülkelerdeki çayır-meraya dayalı düşük maliyetler göz önüne alınmadan etin çok pahalı olduğu öne sürülmektedir. Avrupa ve ABD’deki perakende fiyatlar, ülkemiz fiyatları ile karşılaştırıldığında, ülkemizdeki perakende fiyatlardan hiç de ucuz olmadığı da görülmektedir.

Et – süt kurumu, dışarıdan et ve kesimlik hayvan getirerek piyasaya sürülmekte ve yetiştirici fiyatının düşmesine neden olmaktadır. Birkaç aydan bu yana yetiştirici fiyatı 2-2,5 TL/KG düşmüştür. Ancak perakende fiyatlarda düşme olmamıştır. Sonuçta yetiştirici mağdur olmuş, tüketici ise hiçbir yarar sağlamamıştır. Et ithali zaten üretimini sürdürmekte zorlanan yetiştiriciyi olumsuz etkilemektedir. Yetersiz üretimi dengelemek için kesinlikle besiye alınacak genç hayvan dışında hiçbir ithalat yapılmamalıdır.

Et fiyatlarının ucuzlaması için süt fiyatlarının karlı bir üretime uygun olması en önemli etkendir. Süt sığırcılığı yaygın olan ülkelerde doğan erkek hayvan sayısı çok olduğu için besilik hayvan fiyatları ucuzdur. Örneğin Türkiye’de sütten kesilmiş yaklaşık iki aylık erkek buzağı fiyatı 2.500 TL iken, Avrupa’da bu fiyat 150 Euro dolaylarındadır. Besilik hayvan fiyatı yüksek olduğunda, et fiyatının düşük olması olanaksızdır. Örneğin Danimarka’da süt sığırcılığı yaygındır. Üretilen sütün sadece%15’i ülke içinde tüketilmekte, buna karşılık %85 ihraç edilmektedir. Bunu yapabilmek için Danimarka Devleti çeşitli şekillerde ihracatı desteklemektedir. Et üretiminde fiyatını düşürmek için süt üretiminin yaygın olması, bunun için de üreticinin yeterli bir süt fiyatına kavuşması şarttır. Bu yapılmaz ise, et üretiminde dışa bağımlılık sürecektir.

İzmir bir tarım şehridir. Çok çeşitli bitkisel üretimin yapıldığı ve en yoğun sığırcılık işletmelerinin bulunduğu bir ilimizdir. Aynı zamanda tarıma dayalı sanayi çok ağırlıktadır. İncelendiği takdirde İzmir’de tarıma dayalı sanayi, toplam sanayi üretiminin yarıdan fazlasını oluşturmaktadır.

İyi örnekler olmakla birlikte, tüm Türkiye’de olduğu gibi tarımda örgütlenme çok yetersizdir. Belediye’nin tarımla ilgili destek ve katkıları, diğer illere göre çok daha ileridir. Ancak sadece belediye katkısı tarımın desteklenmesine elbette yetmemektedir. İzmir’in ihracatının önemli kısmı yine tarıma dayalıdır. Ancak mevcut örgütlerden sanayi ve ticaret odaları tarıma katkı sağlayacak atılımlar geliştirememiştir. Bu örgütler de ilgili kooperatif, ziraat odaları ve meslek kuruluşları ile birlikte tarımı destekleyip, geliştirecek çalışmalar yapma yoluna gitmelidirler.

Doç Dr. ÖMER TÖMEK

Yönetim Kurulu Başkanı

TETA Teknik Tarım

Tüm Haberler

İLETİŞİM

10038 Sokak no:3/B Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Çiğli / İZMİR / TÜRKİYE

TEL: 0 (232) 328 00 55 (PBX) - (232) 328 05 75

E-Posta: [email protected]